Yaşamak Hakkımız Çünkü Hepimiz İnsanız
Paylaşılamayan nedir şu yalan dünyada? nereden geldik, nereye gidip kime döneceğiz!..
Hiç’likten gelen bizler, hiç olup gitmeyecek miyiz? İnsanız hepimiz insan, kimin haddine insanlar üstünde baskı kurmak, can almak… Ağzı süt kokan ana kuzularının kanını akıtmak.
Vahşete göz yumanlar, bundan nema sağlayanlar, benim canıma malıma dokunmayan yaşasın gitsin mantığıyla hayatına devam edenler. Biz insanlar hangi dinden olursak olalım aynıyız. Etten kemikten yaratılmışız, farklı renklerde farklı yerlerde yaşıyor olabiliriz, bizi insan yapan nedir? Aklımız mantığımız ve herkeste olmasını istediğimiz ama olmayan vicdanlarımız…
Vatanlarında yaşayan, kimseye zararı olmayan “Allah” diyen müslüman halka yapılan eziyete seyirci kalan ya da kalmaktan zevk alan vicdansızlara sesleniyorum; “ Sizler bu zulme sessiz kalınca hâlâ insanım diyebiliyor musunuz?” Şehirler bombalanıyor, evler okullar hastaneler, camiler. Taş üstünde taş bırakmadan kan gölüne çevrilen meydanlarda cehennemi yaşatanlar, sizin istediğiniz nedir? Paylaşamadığınız; haddiniz olmayan, hakkınız olmayan ve olmayacak olanlardır. Katliam yaparak elde etmeye çalıştığınız her şeyin hesabının sorulacağı zamana yaklaştığınızı bildiğiniz için belki de bu azgınlığınız!..
Anne ve babalarının gözünün önünde aldığınız o canların, hesabını vereceğiniz zamanlara koşan cehennem zebanilerisiniz hepiniz. Kana susamış, insanlıktan nasibini almamış yaratıklarsınız. Keşke empati kurabilecek kadar insan kalabilmeyi başarmış olsaydınız. Gözyaşları içinde mahvettiğiniz hayatlara bakabilseydiniz. Yaşamak insanca, onurluca yaşamaktır. Sadece hırs ve nefretle değil, kan bürümüş gözlerle değil, sevgiyle insanca yaşamaktır hayat.
Siz ne yaparsanız yapın, elbet karşılığını alacaksınız. Dinmeyecek ezanlar, yok olmayacak bayraklar, insanca yaşamaya hakkı olan müslümanlar, daima yaşayacaklar.
Tülin Erol
18.10.2023/ İstanbul