Neden Kitaplar?

Neden Kitaplar?


Uzunca bir zaman boyunca bilgi, insanlara gündelik hayatlarında yardım ettiği müddetçe kitleler tarafından önem gördü. Üst kademeye yerleşmiş insanlar dışında ne kitap yazan vardı ne de okuyan. Genelde kulaktan doğma ya da kuşaklardan gelen birikim yol göstericiyken olsa olsa dini işlerle uğraşanlar halka farklı bilgiler taşıyordu. Elbette, bu farklı bilgiler çoğunlukla din çatısı altında tıkalı kalmıştı. Zamanla bilgi; teknik, gündelik ya da dini olmaktan çıkıp felsefi, bilimsel ya da sanatsal olmaya başladı. Elbette önceki dönemlerde de vardı bu bilgi türleri ancak kitlelere ulaşacak kabiliyette değillerdi. Basma ve yayınlamadaki gelişmeler ile bu tip bilgiler görünürlüğünü artırdı fakat asıl önemli değişim, halkın da bu bilgilere önem göstermesiyle başladı. Artık halk, güzel bir hikâyeden zevk almaya ya da yaşadığı sorunlara çözüm arayan fikir liderlerini takip etmeye kalkışıyordu. Bu gelişen düzenin içinde her türden kitaplar sadece üst kesimlere değil, her sınıfa önem arz eder konuma gelmişti. İşte bu yıllarda kitaplar, bilgi için kaçınılmaz ve aynı zamanda büyük bir hırsla talep edilen hayati bir kaynak olarak tarihteki zirvesine ulaştı.
Buna karşın, günümüz İnternet çağında, kitapların gördüğü zirvenin her geçen gün daha da altına sürüklendiğini görür gibiyim. Yeni gelişen teknolojiler, satırları cam ekranlara taşırken bir yandan da insanların odak süreleri sosyal platformlardan nasibini alıp gitgide düşüşe geçti. İşte bu gibi bir dönemde, “Kitap neden okunmalı?” sorusu, sanki suyun altında kalmış gittikçe nefesini yitiren birisini kollarından tutup çıkartmaya benzer bir eylem gibi sarsıcı bir uyanış çağırısına öncülük ediyor. Bahsettiğim üzere bilgi denilen kavram sadece bilimsel bilgi gibi kısıtlı bir açıklamaya sahip değil. Bilgi her formda bulanabilecek kadar geniş bir tanım. Ancak bilginin bir numaralı kaynağı, kitapların sayfalarıdır. Herhangi bir şahıs ister edebi doyum ister teknik destek arasın, normalde ilk varacağı durak, kitaplardır. Bu şekilde düşünüldüğünde, kitapsız bir yaşam gözleri bağlı, kulakları tıkalı ve elleri sıkı dokunmuş kumaşla sarılmış bir yaşantıyı andırır. Bu nedenle bilgiye erişmek, türü ve amacı ne olursa olsun, hayatın duyularını açar.
Kimileri, son çeyrek asırdır yayılmış ve artık hayatın bir parçası olmuş cihazları, rafları dolduran ince kesilmiş hamurlara tercih etmekte. Bu durum daha çok kişisel etmenlerce belirleniyor. Kimileri nostalji hissine tutulmak için, bazıları üzerine kalemle notlar alabilmek için, ötekilerse elektronik cihazların yaydığı ışıklara hassas oldukları için tercih ediyor kitapları. Ben de bu kitapları elle tutulur görmek isteyenlerdenim fakat bir başkasının sanal mecralardan bilgiye erişmesine engel olamam çünkü bu kısıtlayıcı olmaktan başka bir şey değildir. İnsan, istediği bilgiye ulaşabildiği sürece kullandığı araç değişime maruz kalabilir. Yine de insan göz sağlığı, yazarın hakkını kazanması ve bilginin doğruluğuna güven konularında kâğıda basılıp tescillenen eserler bana daha albenili geliyor. Kullanım süresini kısaltmak, bazı uygulamalar hatta genetik farklılıklar cihaz kullanımındaki zararlı etkileri azaltabilir fakat benim gibi hassas olan insanlar için elle tutulur metinler her zaman ön plana çıkıyor. Ayrıca, abonelik sunan siteler ya da doğrudan sanal kopya satın alımı da yazarların emeğinin karşılığını almasında rol oynayabilir. Lakin, nasıl günümüzde kitap fiyatları insanları zorlayıp kütüphanelere ya da ödünç alma yollarına saptırıyorsa sanal düzlemdeki metinler de korsan yollarla elde ediliyor. Kütüphaneler yine de yazarın emeğine saygı duysa da korsancılık büyük bir mali yara açar seviyede. Fakat, bölgesinde kütüphane olmayan ya da bir başka sebepten erişimi olmayan sayısız insan düşünülünce sanal alemin sağladığı kaynaklar olmadan bilgiye erişmenin de zorlaşacağını kulak ardı etmemek gerek.
Sona kalan etmen özel bir söylevi hak ediyor. Bilginin ne kadar farklı türde olacağını belirttim ancak sayısı hakkında da olaya büyüteçle yaklaşmak gerekiyor. Elbette eskiden yazılan kitaplar arasında herhangi bir kaynak araştırmadan yazılar üretmiş şahıslara rastlanabilir. Fakat onların görünürlüğünü günümüzdeki bilgisizlerin paylaşımları ya da yalancı sitelerin içeriklerinin görünürlüğü ile karşılaştırdığımızda terazi yine kitapların sağladığı güven ortamına kayıyor gibi. Tabi ki de bilinçli bir okur, sanal düzlemdeki yanlış bilgileri ayıklayacak yetkinliğe erişebilir ancak bu hem uğraştırıcı hem de hata yapma payı yüksek olan bir uğraşıdır. Oysaki basılmış bir kitap, her noktasında kendi dayanağını telif hakları neticesinde göstermek zorundadır. Ayrıca yazarın tanınırlığı adına bilgilerini özenle seçmesi de mühimdir. Herhangi bir platformda anonim bir hesabın sözleri, yıllardır kitap çıkartan birine kıyasla dayanağı zayıf kalır. Lakin kitaplarda arayıp bulamadığın bilgileri, internette kolayca bulmak mümkündür ancak kastetmeye çalıştığım bu ufacık da olsa elde edilen bilginin doğruluğunun ne denli şüpheli olduğudur.
Ayrıca değinmek istediğim ve koca nesli etkileyen şey odak süresinde yaşanan ciddi düşüştür. Bilgiye erişmenin verdiği kolaylık, bilgiyi aramanın ve bu yolla yeni bilgiler öğrenmenin önüne engel koyar. Evet; hızlı olmak, günümüz için hayati bir yere sahiptir ama eksik bilgiyle harekete geçmek, yavaş kalmaktan çok daha tehlikelidir. Özellikle sosyal medyanın şekillendirdiği tüketimi kolay ve sınırsız sayıda olan düşük kalitesi yüzünden değersiz bilgi akışına öncülük eden paylaşımlar, kanımca, insanı kitaptan uzaklaştıran temel sebeptir. Odak süresinin azalması her zaman insanı ilerlemekten caydırır çünkü işin uzun olacağını düşünen kısıtlı bir anlayışa sahip bir akıl henüz başlamadan birden sıkılır. Buna karşın, kitaplar hem sürükleyiciliği hem de sundukları geniş bilgi akışıyla insanların odaklarını geliştirmede altın bir rol oynar. Sayfaları devirirken alınan hazzı, telefon ekranını sürüklerken bulmak son derece güçtür. İşte bu yüzden hem odağı artırmak hem de zamanımıza kaliteli bilgileri doldurmak için kitaplar paha biçilemezdir.
Uzun lafın kısası, hem cihazların neden olduğu sağlık sorunlarından kurtulmak hem üreticilerin hakkını kolaylıkla almasını sağlamak hem güvenilebilir bilgiye daha az uğraş ve / veya riskle erişebilmek hem de odak süremizi artırmak için temel yapılması gereken hareket, kitap okumaktır. Saydığım her etmenin etrafından bilinçli bir okuyucu sorun yaşamdan kendi yolunu bulabilir fakat kitaplar her zaman rahatlıkla sığınabileceğimiz bilgiler limanı görevini üstlenecektir. Bu bilgiler ister bilime ister edebi zevklere ister teknik ihtiyaçlara hizmet etsin, kitaplar her koşulda öneminlerini korurlar.

Şükrü Anıl Akyol
25.07.2024

Bu yazıyı okudunuz mu?

Dünya Felsefe Günü

Dünya Felsefe Günü “Yalnızca aptallar ve ölüler fikirlerini değiştirmezler Aptallar değiştirmez, ölüler ise değiştiremez” “John …