Karanlık Oda
Hiçbir kötülük süremez
Sonsuza kadar
Hükümsüzdür karanlık sayfalarda yazan yazılar
Aydınlansın karanlık odalar
Hüzün dolu
Kifayetsizdir çığlıklar
Çakallar ulusun uluyabildiği güne kadar
Er ya da geç yarınlar bizim
Görmüyor musun
Umut çocuğun gözlerinde saklı bir mevsim
İlkbahar, sonbahar
Er ya da geç tüm hüzünler ıslanacak sağanak bir yağmurda
İnanın çocuklar, inanın
Açılacak ardına kadar paslı demir kapılar
Geçip gider zor yıllar
Çünkü kilit tutmaz eski prangalar
Orta yerinden
Olanca kötülüğü ile vursa yüreğimize dikenli topuzlar
Ve asırlık işkenceler
Bitmek tükenmek bilmeyen zulümler
Er ya da geç kurtuluş bizim
Zifir renginden geceye sığınır mı biçare can
Zalimler öldüğünde mi kurtulacak zulmünden insan
Ne zaman sona erecek savaşlar
Bu gözyaşı, bu kan
Görmüyor musun çocuğun kirpiklerinde hüzün var
Her yer buz kesmiş, betondan soğuk duvarlar
Can ile canana karanlık oda, ışıkları yakılı tutun dostlar
Karanlığa da zulmediyor düşlerimizi yakan cellat
Er ya da geç ufuk çizgisindeki gün bizim
Yükselecek insan sesleri birer birer arşa
Yol bir, sürek binbir
Turnaların kanadı değecek beyaz buluta
Yağmura inat
Hayat
Masmavi bir gökyüzüne dönecek yüzünü
Er ya da geç
Çocuk gülüşleriyle resmedilmiş bu sevda bizim, aşk biziz
Bülent Öntaş
06.12.2023 – İstanbul