“Kırkikindi Yağmurları” Öykü Kitabına Dair Değerlendirme!..

 

indir

Tarihi Romancı kimliğiyle tanıdığımız Mehmet Ballı, Kırkikindi Yağmurları Kitabıyla, uzun zamandır edebiyatımızda yer almayan farklı bir tür olan Naturalist Öykülerle çıkıyor bu defa karşımıza.

Kırkikindi Yağmurları kitabında yazarın kendi yaşantısından aktardığı farklı öykülerle köy ile şehir yaşamını karşılaştırmakta. Tarihi Roman üzerine de çalışan yazar, bu çalışma titizliğini öykülerine de yansıtarak Naturalizm’den etkilendiğini görmekteyiz. Gerçeklerden yola çıktığı bu çalışmasında, gerçekçiliği bir adım daha ileriye taşıyarak biribirinden güzel yeni Natüralist Öyküleri kazandırdı edebiyatımıza.

Yazarın bu kitabında da doğal ve akıcı bir dil kullanmış. Okuyucunun takılmadan bir nefeste okuyacağı ve sürükleyici üsluba sahip.

Mehmet Ballı bu kitabında, dünün huzur dolu yaşam öykülerinden yola çıkarak, bugün doğayı nasıl hoyratça kullandığımızı gözler önüne serip gelecekteki korkulası yaşanacaklara dikkat çekiyor! Ve dikkat çekici bazı cümleleri şöyle:

“Bazen insanın içi içine yansır. Geçicidir aşk ama insanı yakar, kalıcı olan sevgidir. Ama sadıktır… En sadık sevgilerden birisi hayvan sevgisidir. Bir köpeğe aşık olamazsınız ama seve bilirsiniz. Bazıları hayvandan öğrenirken sadakati, bazılarına nasip bile olmayan sevgi; insan, hayvan ve tabiatın ortak mayasıdır. Üretilemeyen üç şey; toprak, su ve hava… Topraktan uzaklaşan insanlıktan da uzaklaşır!”

“İnsan içine düştüğü cereyanı, hayatın çirkinliklerinden, şehrin kalabalık ve yozlaşmışlığından bunaldığı zaman sürekli doğaya sığınır. Dertlerini doğanın kucağında uyutur. Çünkü doğa; sükûnet, huzur ve sağlıktır. Fakat H.Reeves’in dediği gibi ‘Doğa ile savaş halindeyiz! kazanırsak kaybedeceğiz!’ Oysa bu dünyaya bir daha gelme ihtimalimiz olmadığına göre; doğru ve doğal yaşam en iyi seçim… ”

1

 


9 Naturalis Öyküden oluşan bu kitapta, hem, her bir öykü bağımsız olarak verilirken, hem de, roman örgü tekniğiyle, bir kahramanın etrafında tüm öyküler biribiriyle bağlantılandırılarak asûde bir hayat anlatmakta. Böylece kitaptaki ana tema, 1555 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın altın keselerini yan yana dizerek Mimar Sinan’ın dâhi projesiyle çözdüğü İstanbul’un su probleminin, aslında, 2090 yılına kadar nasıl bir seyir izlediğini özetleyen susuzluğa dikkat de çekilmekte…

Diğer öyküler ise: İnsani bir davranışla ders veren Boz Ayı öyküsü… Hayvan sevgisini en iyi anlatan Duman’ın öyküsü… İstanbul’u susuzluktan kurtaran Serçeşme öyküsü… Şehirden köye sıçrayan bir efsane; Teke Tavşanı öyküsü… Aç kalma korkusu olmadan da yaşayabilmek Berceste öyküsü… Asit Yağmurlarına dikkat çeken Kırkikindi Yağmurları öyküsü… Doğada, ilk çiçek açıp en son meyve veren Kızılcık ile Şeytan‘ın öyküsü… ve İnsanoğlunun susuz yaşam profilinin kurgulandığı Gelecek de Gelecek…

Yazar, Kırkikkindi Yağmurları kitabının arka kapağındaki bir cümle çok daha çarpıcı, hem de slogan gibi: Kırkikindi Yağmurları kitabını okuduktan sonra içinizde; ‘şehirden köye kaçma hissinin uyandığını fark edeceksiniz… ‘
Hikayeci-Yazar: Şenol Tombaş

Yayınevi:

Çatalçeşmek sk.No:19/1 D:13 Cağaloğlu/İST.

Tel:01212 5204151

www.mehmetballi.com

 

Bu yazıyı okudunuz mu?

Gülistan

Gülistan Bülbül, dağda salına salına gezerken, güzeller güzeli bir gül fidanına rastladı. Gülün renginin kırmızısı, …

Bir yanıt yazın