Bülent Öntaş

Bülent Öntaş – Şair, Mühendis 80'li yılların sonundan itibaren şiir yazıyorum. İstanbul Vefa Lisesi’nde okuduğum yıllarda edebiyata olan ilgim doruk noktasına ulaştı. Edebiyat öğretmenlerimin de etkisiyle yazmaya yöneldim. Yazma serüveni lise yıllarından bugüne değin şiirle devam ediyor. Pandemiye kadar şiirlerimi sadece yakın çevremle paylaşırken edebiyatla, sanatla yakın ilgisi olan dostlarımın etkisiyle şiire daha fazla vakit ayırmaya başladım. Şiir yolculuğum, yaptığım gözlemlerden ve yaşadıklarımdan yola çıkarak imgeler üzerinden sürüyor. İlhamı parkasının cebine koyarak çıkmış olduğum yolculuklarda mısralara teslim olmaktan çekinmem. Şehirler değiştikçe şiirler de değişir. Birbirinden farklı konuların gövdesinde, dallarında dans ederken kelimelerin hayal gücüne ve şiirin ritmine güven duyuyorum. Şiirlerimi www.antoloji.com adresine kaydediyorum, sosyal medya platformlarında da paylaşıyorum. Çok sayıda şiirim olmasına rağmen kitapsız bir şairim. Bu durumdan şimdilik bir şikâyetim yok. Otuz yılı geçen çalışma hayatım boyunca çeşitli sektörlerde yöneticilik ve mühendislik yaparken şiirden kopmamaya özen gösterdim. Mısralar da, gözlerimi kapatsam dahi ilham geldiği anda beni uyandırır. Son yıllarda yazarlık ve şiir atölyelerine katılıyorum. Aynı zamanda Gazetecilik Bölümü öğrencisiyim. Şiirlerimde " sevda, onulmaz, hüzün, sevgili, eski sevgili, al yanak, düş, ay ışığı, zifiri, akşam, gece, gün, ufuk çizgisi " gibi kelimeler çoklukla geçiyor… Eskiden beri aklımdasın ey sevgili... Şiirlerimde geçen “eski sevgili" eskiden beri sevip de terk etmeyi hiçbir zaman düşünmediklerimizdir. Hala unutmadığımız, değerini bildiğimiz, inadına sahip çıktığımız ve savunduklarımızdır. Geçmişten bugüne taşıdığımız sevdamızdır. Dünya görüşümüz, hayata bakışımız, vazgeçilmezlerimiz, sevda tadında... Geleceğe umut taşıyan yüreğimizdir, bir çocuk gibi... Şiirlerde, okurumu farklı şekillerde kendisini bulabileceği bir içsel yolculuğa davet etmeyi seviyorum. Bir edebiyatçı şiirlerimi şöyle değerlendirmektedir; "Tek tek iyi şiirler var. Tarz olarak bizim kuşağın ve hemen ardılı kuşağın esin bulduğu Enver Gökçe tarzında yazmış. Okudu mu arada okur mu bilmiyorum, yer yer Mevlana tarzı bir söylem izleniyor. Bazı şiirler bir iç döküş gibi günceye yakın bazı şiirlerse aforizmaya. Ve çok fazla sevda var." - https://www.youtube.com/@bulentontas.siirleri - https://www.antoloji.com/bulent-ontas-1/siirleri/ - bulentontassiirleri@gmail.com

Karanlık Oda

Karanlık Oda Hiçbir kötülük süremez Sonsuza kadar Hükümsüzdür karanlık sayfalarda yazan yazılar Aydınlansın karanlık odalar Hüzün dolu Kifayetsizdir çığlıklar Çakallar ulusun uluyabildiği güne kadar Er ya da geç yarınlar bizim Görmüyor musun Umut çocuğun gözlerinde saklı bir mevsim İlkbahar, sonbahar Er ya da geç tüm hüzünler ıslanacak sağanak bir yağmurda İnanın çocuklar, inanın Açılacak ardına kadar paslı demir kapılar Geçip …

Devamı

Arzuhalci

Arzuhalci uyan ey arzuhalci, yaz derdimi deftere gece yolcu, gün hancı, selam götür mahpere upuzun yollardan geç, düşsün o harfler yere göçlerim var ezelden, küssün gönül ebede… say gökteki yıldızı, belki azalır sızı gök yorgun, deniz vurgun, kim neylesin arsızı yaprak benden, sayfa senin, bir sonbahar ağrısı yaşlarım var kirpikten, karışsın damla sele… kollar kırık, parmaklardadır sancı, gönüldeki eldir ele …

Devamı

Johannesburg Şarkısı

Johannesburg Şarkısı Uzak kıtaların şarkılarını getir gelirken kara kuru çocukların neşesini Afrikalı kadınların ağıdını da unutma buralarda yeterince ağıt, yeterince yoksulluk dolaşıyor saklama yüreğindeki isyanı illegal hikayelerini öğren dolaştığın yerlerin ümidi kesilmemiş nefesler getir oğul getir, kız getir, gökten Zühre’yi yıldız getir sessiz olur Afrika azgın değildir motor sesleri asfaltın sıcağında yanık lastik kokusundan uzak el değmemiş toprakların ezgisini getir …

Devamı

Kentsel Ağrılar

Kentsel Ağrılar- I Hep ben mi geleceğim sokağına senin ayaklarıma kara sular inerken yokuşta adaletsizliğini görmüyor musun bulvarlarının üzerine her bastığımda inleyen kaldırımlar kimin eseri yalnız yürümek zorunda kaldığım ilk günde bırakacağım seni düşünmeyi ve keyfince yanıp sönen köhne ışıklarını görmezden geleceğim alacakaranlıkta koluna girip ürkek çocukların kış uykusuna yatıracağım umarsız saatleri akrep ile yelkovan boşuna koşuşturmasın sen de uslan …

Devamı

Kuşluk Vakti

Kuşluk Vakti Sen bana iyi gelirsin gece gündüz bir kent uğuldar yanı başımda sevdiğim bütün uzun havalar söylenmiştir ve hüzne dem vuran şarkılar bam teline dokunulmuştur yüreğimin ağlasam zamanı değil, gülsem tek başına yeterli gelir mi bu kente yağmurlu bir günde bütün sokaklar yürünmüştür ağrısı ayaklarımda eski bir tramvaya binilmiş, yüzündeki derin çizgilere dokunulmuştur bin ah işitilmiştir sen bana iyi …

Devamı

Kahkaha Çiçeği

Kahkaha Çiçeği Bazı öykülerim yarım kalabilir; alfabesiz de günleri anlatırken geceyi ihmal edebilirim apansız Akşamın hüznü şarapsız da yaşanabilir; kadehsiz de sonunu yaşarken mutlulukların başını unutabilirim asude… Sanmayın ki duygusuz değildir bu can; yeri geldiğinde gözyaşında boğulabilirim de gülmeyi öğrenmenin vaktindeyim şimdi; kahkaha çiçeğiyim Arjantin’de tangoyu bilmediğimi kim söyledi ki size; gelin de görün merdivenleri çıkışımı… Geçmiş düne ait fotoğraflardan …

Devamı

Bende Değil

Bende Değil Sen şimdi benden geçmiş günlerimi istiyorsun ya;                           nasıl bir özlem içindeyim bir bilsen İlk gençlik hallerimi tutabilsem ellerimle; bırakır mıyım zifir geceye Sen benden beni istiyorsun ya; nasıl anlatayım ki bilmem Yarım asırlık kısacık hikayeler var heybemde;                 …

Devamı

Çırağın Düşü-şü

Çırağın Düşü-şü Düşündüğümde seni simsiyah gözlerinin hapsinde ve incecik bileklerinde vicdan kanıyorken çocuk işçiliğinin teri karışır alın terine zamanın çıplak ayaklarındaki prangaların kiri pası akar karanlık tamirhanelere şiir atölyesi değil ki can parem çırak işi değil ki yaşamak, ah içimde üşüyen mısralar bembeyaz sütü koymuş ocağa anam, karnım vakitli vakitsiz aç karın tokluğuna fayda etmez ki şairlik keder tasından çorba …

Devamı

Sibel

Sibel Şahidim dünyanın tersine dönmediğine Dar sokakların yolculuklara geçit vermediğine Sen gökyüzüne tutunan son yağmur damlası Diren ki yeniden umutlar yeşersin Ve su geçirmez kaldırım taşlarına inat Buğday tarlaları dizilsin çocuk yüreğimize… Bülent Öntaş 07.10.2024 – İstanbul Sibel: Farsça’da buğday başağı ya da yere düşmemiş olan yağmur damlası

Devamı

Bir Sonbahar Aksanıydı O Gün Şehirler

Bir Sonbahar Aksanıydı O Gün Şehirler Giz Bir de isimsiz şehirler var bir benim gezip gördüğüm Kimsenin bilmediği hasretlik öyküleri meydanlarında Adımlarımı gizlediğim sokaklarında bir ben arkadaş oldum kaldırım taşlarıyla Ey yüreğim seni daha nasıl gezdireyim bilinmezliklerde Keşfedilmemiş ve isimsiz günahlardan uzak nasıl sevdireyim içimdeki sevgiliye… Bülent Öntaş 26.09.2024 – İsimsiz Şehirler Atlası *** Cehennem Sen benim taşınmak istemediğim mekanın …

Devamı