Yaşamak Hakkımız

Yaşamak Hakkımız


Fotoğraf: Bülent Öntaş
Bu dünyaya geldiğimiz gibi vakit gelince de göçüp gideceğiz. Yaradan ölümlü yaratmış biz kullarını ve tüm can verdiği varlıkları. Durum böyle iken insanoğlunun bencilliği ve kendi çıkarları ya da keyfi denilebilecek durumlarda, diğer canlara kıymayı nasıl kendine hak olarak görebilir peki ?

Canı veren vakti geldiğinde alır. Takdir i ilahi. Yaradan, her canlıya uygun yaşam şartları ve ona göre ortam yaratmış. Birbirimizin yaşam alanına saygı göstermeyi neden bilmiyoruz…

Gündemimiz sokakta yaşayan kedi ve köpekler malûm. Bu zavallı hayvanların sahipsiz halleri, sokaklarda başıboş gezmeleri çoğu insanı ve bilhassa çocukları ürkütür. Korkar, kaçarlar ya da hayvan bir şey yapmasa bile taş vs atarak bu defa onlar hayvanlara saldırır. Aynen insanlarda olduğu gibi hayvanların da şanslı ve şanssız olanları var. Kimisi mis gibi evlerde şımarık bir çocuk gibi bakılıp, yedirilip içiriliyor kimisi de sokaklarda aç sefil halde yaşam mücadelesi veriyor. Şiddetin çeşit türlüsüne hatta tecavüze uğruyorlar. Bazıları da ciddi rakamlarla heves edilerek ( üstelik iyi cins hayvanlar) alınıyor, bir süre evlerinde bakılıp hevesleri gidince bıkıp sokaklara terk ediliyorlar.

Bunlar oyuncak değil, bunlar da can taşıyor. Üstelik konuşarak dertlerini anlatamıyor sadece ifade etmek için doğaları gereği çeşitli ses ve hareketlerle onları anlamamızı bekliyorlar. Oyuncak bir bebek ya da araba değiller. Canımız sıkılınca bir kenara koyup bırakılacak değil koruyup kollanacak sahip çıkılacak canlar.

Her canlının yaşam hakkı vardır. Olabilecek en iyi koşullarda hayvanlara sahip çıkmalıyız. İmkânı olanlar sahiplenmeli, olmayanlarda imkanları ne ise ona göre bir şeyler yaparak, yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olmalıdır. Korunup kollanmaya, yemeye içmeye kısacası onların da bu hayatın içinde var olmaya hakları var. Hiç bir canlı sebepsiz yere bu dünyaya gelmiyor.

Bazen bir insandan göremediğimiz yakınlığı onlardan görüyoruz. Mesela benim için köpekler en sadık dost ve en sevdiğim canlıdır. Onların sadakati, onların önsezileri insanları çoğu zaman tehlikeli durumlara karşı korur.

Çocukluğumdan beri (en çok köpek) çeşitli hayvanlarımız oldu. Çok şükür ki hayvan sevgisini bize aşılayan bir anne ve babanın evlatları olarak büyüdük. Evimizde ve bahçemizde köpeklerimiz oldu. Onlarla kurduğum iletişim ve dostluğu ben inanın kimseye değişmem. Gözlerine baktığınız anda ne kadar masum bir ifadeyle size sokulur, yanınızda huzur bulur ve size de güven verirler.

Beni küçük bir çocukken etkileyen bir hikâyemi sizinle paylaşmak istiyorum. Annem çiçekleri çok sevdiği için bizim evimiz çiçek doludur. Özellikle balkonumuz kat bahçesi olarak çeşitli çiçek ve bodur meyve ağaçları ile cennet gibidir. Çiçeklerimiz rengarenk açtığı zaman eşsiz bir tablo gibi bakmaya doyamazsınız. Arılar ve güzel renkli kelebekler çiçeklerimizin üzerinde dolaşmayı çok severler.

Bir bahar sabahı annem yine çiçekleri ile meşgul olurken, tatlı sesiyle konuştuğunu duydum. Usul usul bir şeyler mırıldanıyordu. Çiçekleriyle konuşmayı sevdiği için, önce yine öyle sandım. Yanına gittiğimde kanadı kırılmış harika renklere sahip bir kelebekle konuştuğunu gördüm. Onun kanadının kırık olduğunu ve uçamadığını görünce üzülmüş, hiç dokunmadan hayvanın, bir çiçeğin üzerinde kanatlarını oynatmaya çalışmasını izliyordu. Bizim evimiz beşinci katta olduğu için çok iyi güneş alıyor ve çiçekler içinde iyi bir ortam sağlıyor. Küçük kelebek bir anda uçmaya çalışırken çiçeğin üzerinden bir hamle yaparak hafifçe havalandı fakat uçamadı ve yere düştü. Bunu gören annem paniğe kapılarak, önce kelebeğin sokağın neresine düştüğünü gözlemledi ve yoldan geçmekte olan bir kadına seslenerek kelebeği alıp sepetimize koyması için rica etti. Annemin bu davranışı beni o kadar etkilemişti ki inanın anlatacak kelime bulamıyorum. Zavallı hayvanın birisi üzerine basar ya da bir araba ezer diye aklı başından gitmişti o kısacık zamanda. Sonrasında kelebeği iç kısımda yer alan bir saksı çiçeğinin üzerine koymuştu. Sadece biraz empati ve sevgi ile yaşamalı ve hayata olumlu bakmayı bilmeliyiz.

Öldürmeyi değil yaşatmayı seçin. En kolayını değil mücadele etmeyi seçin. Hayvanlar bizim can yoldaşlarımız, günahsız masum canlarımızdır. Onları sevelim ve koruyalım.

Tülin Erol
Temmuz 2024/ İstanbul

Bu yazıyı okudunuz mu?

Dünya Felsefe Günü

Dünya Felsefe Günü “Yalnızca aptallar ve ölüler fikirlerini değiştirmezler Aptallar değiştirmez, ölüler ise değiştiremez” “John …