Yapay Zeka, Yazarlara Rakip Mi ?


Günümüzün en büyük kolaylıklarından olan bir şey, hayatımızın tamamını ele geçirebilir mi? Ya da, sınırları zorlayıp çeşitli meslek alanlarında iş yükünü azaltıp, sistem açıklarını kapatma konusunda uzmanlaşabilir mi? Hadi gelin, bugün, sizinle, o çok merak edilen ama hepimizin belki de çok çok başında olduğu bir sistemden bahsedelim: YAPAY ZEKA.
Alan Turing’den bahsetmek istiyorum önce. Kendisi Almanların Enigma makinesinin çözmek için İngiliz Bletchley Park’taki ekiple çalıştı. Enigma üzerinde çalışırken kriptoanaliz yoluyla şifreleri çözmek için, matematiksel ve analitik becerilerini kullandı. Bu arada kısa bilgi, Enigma 1920 lerin başında kullanılmaya başlanan ordu ve devlet kurumları için şifreleme yöntemi. Özellikle 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında Nazi Almanya’sında yoğun kullanıldı. Konuya dönersek, Enigma şifrelerini kırmak için bilgisayar tabanlı bir sistem oluşturdu. İşte bu sistem yapay zekanın temellerini atacaktı. Geliştirdiği sistemle şifreleri çözerek İngilizler Almanlara karşı avantaj elde etmişti. Tabi bununla sınırlı kalmadı. Geliştirdiği Turing testi ile bir makinenin insan gibi düşünüp düşünemediğini belirlemeye çalıştı.
1950li yıllara gelindiğinde çalışmalar arttırıldı. Turing 1954 yılında öldüğünden, kendisinden geriye kalan sistemleri, başkaları geliştirecekti.
Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin insan benzeri yetenekler kazanmasını sağlayan bir teknolojidir. Günümüzde sesli asistanlar, öneri sistemleri, otomatik sürüş gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Peki bunları yapabilmesi için neler gereklidir? Elbetteki veriler.
Yapay zeka veriler olmadan hareket edemez. Bu verileri alması, depolaması ve kullanması gerekir. Bunun için de bilgi bombardımanı gibi düşünebilirsiniz ama bulduğu tüm uygulamalardan veriler toplar. Örneğin kullandığımız sosyal medya hesapları, paylaştığımız fotoğraflar, video ve içeriklere yaptığımız yorumlar, beğenmeler, tepkilerimiz, izleme sürelerimiz, internet ortamında yaptığımız harcamalar, seyahat biletlerimiz ve buna benzer aklınıza gelen her alanda. Sağlık sisteminden tutun, eğitim ve eğilim alanlarımıza kadar. Bu verileri toplar, işler, analiz eder ve kullanır. Bunun dışında hız konusunda özellikle bilgi edinme alanlarında insanlardan daha hızlı hareket etmekte çünkü veri tabanını saniyeler içine tarama yapabilmektedir.
Sağlık, bankalar, ekonomi, reklam, eğitim ve birçok alanda kullanılsa da ben bugün sizlerle yapay zekanın edebiyat ve felsefe konusunda özellikle yazarlık alanındaki izlenimlerimi paylaşmak istiyorum. İlk sorum , yapay zeka kitap yazabilir mi? Evet, yapay zeka kitap yazabilir. Peki bu durum yazarları ve sektörü nasıl etkiler?
Yapay zeka her ne kadar metin yazabilse de kendisine yüklenen veriler dışında hareket edemez. Yapay zeka, metinleri analiz ederek yeni içerikler üretebilir. Lakin duygusal derinlik, yaratıcılık ve insanın deneyimleriyle şekillenen özgünlük konusunda insan yazarlığı daha ön plana çıkmaktadır. İnsanın duygularını, deneyimlerini ve hayal gücünü yansıtan metinler, insan yazarlığını benzersiz kılar, bunu da yapay zeka yapamaz. Yapay zeka, veri analizi ve desen tanıma gibi alanlarda etkin olabiliyorken, kurgu, insanın hayal gücüne dayanmaktadır. Çünkü yapay zeka somut verilerle, insan zihni soyut düşünme kabiliyetiyle işlem yapmaktadır. Birçok alanda çok başarılı sonuçlar oluşsa da yazarlık ve içerik üretmede, insanın hayal gücüne ve deneyimlerine hala ihtiyaç var gözükmektedir.
Yapay zekanın bu yönü ele alındığında, ileriki dönemlerde, sanat, edebiyat , felsefe ve psikoloji alanlarında hala insan deneyimleri ve iş sahaları önem kazanacak gibi görünüyor. Haliyle hayal kurmaktan, deneyimlemekten ve yazmaktan vazgeçmeyin. Zira henüz elimizden alamayacakları şey, şimdilik bunlar sanırım, sınırsız hayal gücü. Sevgiyle kalın.
Türkan Beyaz

Bu yazıyı okudunuz mu?

Dünya Felsefe Günü

Dünya Felsefe Günü “Yalnızca aptallar ve ölüler fikirlerini değiştirmezler Aptallar değiştirmez, ölüler ise değiştiremez” “John …