Dünyaya “merhaba “ demeyi bile öğrenemeden yok olanlar, katledilen, bir tarafa minicik bedenleri atılan yavrularımız ve günahsız kadınlarımız. Nasıl kıyar ki bir insan diğerine, ne ister masum bedenlerden ya da tek günahı kadın olması olanlardan!..
Nereye baksak bir trajedi bir felaket ne yazık ki. Son günlerde gündemde sıkça yer alan ama bir türlü izine bile rastlanamayan Narin… Avuç içi kadar denilebilecek bir yerde kayboluyor ve ne hikmetse sırra kadem basıyor. Narin ve niceleri var bu şekilde ortadan kaybolan. Günler geçiyor ve bu masum yavrucaktan hiç bir haber yok.
Niyeti kötü içi katran tutmuş kim bilir kimlerin parmağı var bu işte ama susuyor herkes. Bunun gibi niceleri var örnek ama yazmaya bile elim gitmiyor. Nasıl kıyıyor nasıl ne tür sapıkça düşüncelerle zarar veriyorlar masum evlatlara?
Taş uzaktan gelmiyor çoğu kez maalesef. Hiç aklına gelmeyen insanlar en büyük kötülükleri gözlerini kırpmadan yapıp seyre dalıyorlar bir köşede. Adalet yerini bulana kadar tabi ki!.. Hepimiz öyle umuyor ve dualar ediyoruz ; bu masum yavrumuz sağ salim bulunsun diye ama hiç umudum kalmadı şahsen benim. İnsan bakmaya kıyamıyor ama insanlıktan nasibini almayanlar katledip bir yerlere atıyor. Bu defa farklı olsun ne olur, üzülmeyelim. Şaşırıp sevinelim istiyorum.
Gözleri pırıl pırıl bakan, geleceğimiz olan masumlarımız yaşasın, büyüsünler ve umudumuz olsunlar. Kadınlarımız katledilmesin, yaşasın. O kadar çok şey var ki hem yazacak hem de söylenecek ama dedim ya ruhum bu kadarını bile yazarken daralıyor ve üzülüyorum. Şimdi hepimiz dualar ediyoruz. Bir yavrumuz daha iğrenç bir cinayete kurban gitmemiş olsun diye…
İyi düşünür ve iyi şeyler yapmak için bu hayatta tutunmaya çalışırsak Dünya’nın daha yaşanılır bir yer olacağı muhakkak. Haydi biraz da iyi olmayı denesin bunu henüz keşfedemeyenler.
Tülin Erol
Eylül 2024/ İstanbul