Çelişki
Kendimi bildim bileli, sürekli duyduğum kelimelerdir. “Sevgi, Barış, Kardeşlik”
Ne çare ki, tüm dünyada hep lafta kalmış, temenniden öteye gidememiş, çelişkinin de en tepe noktası olmuş kelimelerdir. “Sevgi, Barış, Kardeşlik”
Bir tarafta din dil ırk, felsefi inanç, siyasi düşünce, mezhep ve benzeri sebeplere ayrımın karşısında olduğunu savunur insanlar, toplumlar, uluslar, diğer tarafta ise her coğrafyada, sonu gelmeyen savaşlar katliamlar.
Dünya nereye gidiyor? Nereye gidiyor insanlık? Her gün aynı haberler, hep aynı hikayeler.
Yeryüzünde nereye bakarsak bakalım; vuran vurana, yakan yakana, yağmalayan yağmalayana. Ülkeler kendi iç asayişlerini sağlayamamışken, kendi düzen ve güvenliklerini yoluna koyamamışken bir de bakıyorsunuz ki, başka ülkelerle çatışıyorlar savaşıyorlar. Kimi zaman komşu ülkeler birbirlerine yapmadıkları kötülükleri bırakmazken kimi zamanda türlü bahanelerle okyanus ötesinden gelip masum insanları öldürüyorlar.
İşin ilginç tarafı ise “Sevgi Barış Kardeşlik” kelimelerinin arkasına sığınarak, dünyaya iyimser demeçler veriyorlar, insanların gözlerinin içine baka baka yalanlar söylüyorlar.
Vay efendim şu sebepten bu sebepten böyle oldu, böyle olmasını istemezdik hatta yerleşim yerlerini ve sivilleri vurmadık, hastaneleri okulları bombalamadık gibi çocukların bile inanmayacağı yalanlar söyleyip, yaptıkları katliamları meşrulaştırmaya çalışıyorlar,
İnsanlar bu yalanlara ister inansın ister inanmasın hiçbir şey değişmediği gibi, bir şekilde yaptıklarının üstünü örtmeyi de çok iyi biliyorlar çünkü her türlü güç onların ellerinde. Masum halkı düşünmedikleri gibi, yakıp yıktıkları şehirlerdeki diğer canlılar akıllarına bile gelmiyor.
Farz edelim ki her şey söyledikleri gibi. Neden o zaman vurdukları şehirler dümdüz olmuş? Neden koca şehirlerde taş üstünde taş kalmamış? Neden insanlar yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor? Neden denizleri aşmak isterken boğuluyorlar? Neden çocukların bebeklerin cansız bedenleri sahile vuruyor?
Asla cevap veremezler bu sorulara, zihniyetleri “Nefret Savaş Hainlik” olsa da manidar gülümsemelerle “Sevgi Barış Kardeşlik” demeye devam ederler.
İyiler masumlar neden hala bu yüzyılda çatışmaların, savaşların bitmediğine anlam veremezken, kötüler hainlerde dünyada barışa engel olacak şeytanca sebepler ararlar.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne, çatışmalar savaşlar hep var olduğu gibi, böyle giderse kıyamete kadar da bitecek gibi gözükmüyor. Emperyalist ülkelerin politikaları yüzünden dünyada barışın sağlanması zor gözüküyor.
Oysaki neyi paylaşamıyoruz? Hepimiz kardeşiz, Hz. Âdem ile Hz. Havva’dan dünyaya geldik, hepimiz aynı yeryüzünde yaşıyoruz, hepimiz bu dünya nimetlerinden kısa bir süre faydalanıp ahirete gideceğiz.
Onun için ilk dileğimiz barışın egemen olduğu bir dünya olmalı, barışın olduğu yerde mutluluk olur, huzur olur, nasıl ki insanın istedikten sonra yapamayacağı şey yok ise insanlar isterlerse her şeye rağmen çatışmaları savaşları durdurabilir, dünyada barışın hüküm sürmesi sağlanabilir.
Yeter ki insan olarak üzerimize düşen görevleri yapalım, ayrımcılık yapmadan birbirimize karşı ön yargıları ortadan kaldıralım. Yaradılışımızın gayesini ve niçin mücadele vermemiz gerektiğini iyi anlayalım.
Aksi takdirde; sayısız dünya barış örgütü de olsa, insanlar saygı dostluk hoşgörü de arzulasa, hep bir ağızdan “Sevgi Barış Kardeşlik” diyerek de haykırsa ne yazık ki hiçbiri temenniden öteye gitmez.
Senede bir gün formaliteden dünya barış günü kutlamakla, savaşlar katliamlar bitmez.
ÇELİŞKİ
Lafa geldi mi sevgi barış kardeşlik derler,
Öyle ise niçin bu savaşlar bu cinayetler.
Ümit TÜKENMEZ
Temmuz 2023