Breaking News

Herkese Bir Sonbahar

Herkese Bir Sonbahar

“…Ve güzel yaz günleri ne çabuk geçiverdi.” diyor Yaşar Nabi Nayır “Sonbahar” şiirinde.

Sonbahar deyince herkesin söyleyeceği bir şeyler vardır. Belki her söylenen edebî olmaz, herkese sonbahar şiir gibi gelmez ama hepimizin bir sonbaharı vardır. Bir gün hepimizden birileri sımsıcak yaz günlerini, sapsarı renkli güneşini kaybeder. Yaşar Nabi’nin deyimiyle “düşünme mevsimi inleten rengi” Ve hepimizin de başında bir gün o düşünme rüzgârı eser. “Yaprakların güneş ve ölüm rengi”
Bu satırları yazarken şöyle bir monolog geçti içimden. Dedim ki, “Düşünsene yaz kuvvetli bir sıcak. Yerine, yöresine göre değişse de kıştan çok farklı olduğu kesin. Böyleyken bir alışma mevsimi giriyor araya ve sen kendini yavaş yavaş kışa hazırlıyorsun. Baştanbaşa giydiklerin değişiyor. Tıpkı mevsimin yaz kıyafetlerini alıp gittiği gibi, bir kış gardırobu hazırlıyorsun. Aniden bir gün temmuz güneşi evelsi gün şubat karı yağmıyor başına.”
-Şimdi bir yerlerden iklimsel yakınmalar duyar gibiyim ama o başka bir mesele. Kendi fıtratındaki iklimi değiştirmeye çalışan insanoğlunun üstün çabası sonuç vermiş, ne diyelim – ama gerçek bu. Ani bir geçiş olmuyor hayatında kimsenin. Bir gün on sekizindeyken sabah kalkıp saçların beyazlamış olmuyor. Sana da kış yavaş yavaş geliyor.

Hakkında sayfalarca döküm olan bir konu belki. Mecazi yakıştırmalar, teşbihler, kinayeler, reelde olanlar… Bir sürü bir sürü şey söylenmiştir sonbahar üzerine. Ama hiç kimse bir başkasının sonbaharını yaşamıyor. Herkesin sonbaharı kendine.

Eylül’dü.
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını (Cemal Süreya/Eylül’dü)

Kimilerinin ayrılıktı sonbaharı. Sahte bir gülüşten ibaret olan güneşiydi.

Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur- (Metin Altıok/Sonbahar)

Her yana savrulan kavruk kelimelerdi kimi için. Acıyla buruşan yaprak değil yüreğiydi.

Bitmemiş şiirlerdi. (Turgut Uyar/Bitmemiş Şiirler VIII) Gözlerinde yağmuru başlatan sessiz ve taze bir sonbahardı eksik kalan mısralar, sonu gelmemiş beyitlerdi.

Sevdaydı aslında saçlarının sonbaharına düşen, Refik Durbaş. Üşümüştü belki.
Yağmurdu camlardan sızan. Ekseri sonbahar geceleri (Ahmet Muhip Dıranas, Yağmur)

Kimine buluşmaydı sonbahar. Sevdalı, deli yapraklı yollarda. İstanbul’du geçerek gelinen kendisine sonbaharda.
(Oktay Rifat, Sonbaharda Buluşma)
Sonbahar geliyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın? (Cahit Külebi) Telaştı, geçinme, yaşama barınma üzerine.

Vedaydı, ayrılıktı.
Belki de çiçekli badem ağaçlarını unutma zamanı.(Nazım Hikmet Ran)
Belki de hepimizin yaprakları dökülüyor.(Attila İlhan)

Nasılsa giderse biri sonbahar oluruz biraz hepimiz. Boynumuz bükülür ağaçlar gibi.(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
Birileri haziranken biz eylül oluruz. Rengi solar bütün çiçeklerimizin.(Ümit Yaşar Oğuzcan)
Güz gömleğini giyer, (Ahmet Uysal) bir leyleğin göçü gibi başlar bizim de göçlerimiz.(Ali Püsküllüoğlu)
Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.(Yahya Kemal Beyatlı, Sonbahar)

Düşünsün herkes şimdi, düşünme mevsimi. Düşler geride kaldı. Güz geldi artık, mevsim hazan mevsimi. Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız Cemal Süreya’nın dediği gibi.

Okula yeni başlayan bir öğrencinin korkusu, tasası, Okula yine başlayan öğrencilerin erken uyuma kavgası, yazdan yorulan annelerin biricik okul açılsa da duası. Babaların defter, kitap çanta suluk parası, öğretmenlerin dinlenmiş zinde kafası.
konservesi, turşusu, salçası, domates biber patlıcan kasası…

Demem o ki yeni doğana sonbahar başkadır, yetişkin olana başka. Ölene başkadır, ölmek üzere olana başka. Barışana, tanışana başkadır, ayrılığa alışana başka. Kimi yaprağa bakar kendini görür, kimi bakar kendinden önce toprağa.

İşte ben gittim, her şeyi söyledim, gittim;
işte benden herkese,
herkese bir sonbahar… demiş Hilmi Yavuz Veda’da.

Özlem Korkmaz
Fot: Özlem Korkmaz
21 Eylül 2022

Check Also

Nida

Nida Sokak lambasını tutuyorum rüyama, Çıkıp gelsen ya içinden uykumun. Zihnimin en ücra köşesi hazır …

Bir cevap yazın