Halk Edebiyatı Dergisi’nin İkinci Sayısı Çıktı!

 kapak.indd

Halk Edebiyatı Dergisi’nin İkinci Sayısı Çıktı!

 

“Halk edebiyatta birleşecek!”sloganıyla yola çıkan, “Halk Edebiyatı Dergisi” ikinci sayısında seksen sayfa. Dergide öne çıkan yazı başlıkları ise şöyle: Faruk Gökbulut’un Üstat Bahaettin Karakoç’la röportajı, şiire ve yazarlığa dair bir sohbet şöleni. Şenol Tombaş’ın “Yazarlık, Edebiyat ve Eleştirmelere Eleştirisi” yazısında doğru eleştiri yapmanın püf noktalarına değiniyor. Şerif Aydemir “Türkülerle Savrulan Yürekler “isimli yazısında türkülerin, folklorumuzdaki önemine değinirken insanımıza dair yüce duyguları adeta iğnenin deliğinden geçirdiğini göreceksiniz. Emre İlkay Aytekin  “Türk Edebiyatı” yazı dizisinde, Bilge Kağan Yazıtı ve Gök-Türk yazısına dair akıcı bir üslupla konuları açıyor. Filiz Çırpıcı “Yunus’tan İnciler” yazısında, Yunus’un şiirlerini değerlendirirken, onun şiirleri üzerinden çağın -insan sevgisi- ihtiyacını yazısında vurguluyor. Osman Akkuşak “Yazıda Akıcılık” başlıklı yazısında, yazar olmak isteyen gençlere rehberlik edecek nitelikte kaleme alınmış bir yazı. Şafak Ergün, kendine münhasır güzellikte ki iki şiiriyle dergideki şiirlere ayrı bir güzellik katıyor. Mevlüde Varol iki şarkı tadındaki şiiriyle dergiyi zenginleştiriyor. Faruk Gökbulut ‘un “Küsmüş Tellerine Sazım Çalmıyor” şiirinde sevgiliye söylenen hoş ve içli mısralar var. Diğer şairler, İbrahim Özgün, Beyza Nur Ergelen, Filiz Çırpıcı, Aysun Ateş, Ayşe Karayiğit, Süleyman Apaydın, İbrahim Güleç, ancak insan ruhunun sesi olabilen bir birinden güzel şiirleriyle dergiye ayrı bir zarafet katıyorlar.

Dergideki deneme yazılarını ise şöyle sıralayabiliriz: Zeynep Özsarı’nın “Kelime Kayıplarım”,oldukça başarılı ve gizemli bir yazı. Süheylâ Acar “Ben İstanbul”um yazısında şiirsel bir üslupla yazdığı yazısında “İstanbul” konuşuyor. Filiz Boz, yazmanın vaz geçilmezliğini anlatırken büyüleyesi bir dil kullanıyor. Hilal Yılmaz Erkurt, İstanbul’u anlatırken onun kaleminden başka güzel bir İstanbul okuyoruz, masalımsı, büyüleyici, özlem, hasret ve dönmek istediğiniz şehir… Yalçın Sevim, aşkı bir başka güzel anlatmış. Ali Kamer, Tükçe ’ye dair işçiliğin ve emeğin fazlaca olduğu bir yazı meydana getirmiş, herkesin faydalanabileceği bir yazı. İlker Dere, düşünce yazısında hayatın olumsuzluklarına dair çarpıcı tespitlerle dolu.

Dergideki hikâyeler ise şöyle: Perihan Akçay’ın metafizik unsurlarla ördüğü öyküsü masal tadında akıp gitmekte. Naciye Özdemir’in öyküsü “Umut Mezarlığı” gizemin ve yaşamın ölüm ile kardeşliği ve umudun-umutsuzluk ile kardeşliğini işleyen sevimli bir öykü. Şenol Tombaş’ın “Halis Baba” öyküsü, vaz geçemediğimiz alışkanlıklarımızın bize, nasıl kıydığının çarpıcı bir öyküsü. Emre İlkay Aytekin’in yaşama dair güzel bir öyküsü. Faruk Yılmazer’in büyüleyici bir üslupta akan hikâyesi hatıra tadında. Aysun Ateş, “Eskici” isimli öyküsünde sahipsiz anıları topluyor ve ilginç bir öykü. Mahmut Nadir Ünal, öykü kahramanını, hayalinin peşinden sürüklüyor.

Ahmet Dağ’ın, tarih yazısında Endülüs’ün fetih öncesine değinirken, kadim tarih insanın gözünde yeniden sahleniyor ve arkasından Kastamonu manileri bizi karşılıyor.

Şenol Tombaş ile “Yazarlık Atölyesi” seçkilerinden sonra bizi derginin son sayfalarına doğru, bir birinden güzel gülmeceler karşılıyor; adab-muaşeret ve Türk insanının ince zekâsını konu alan oldukça zevkli gülmecelerle derginin sayfaları son bulmakta.

www.bizimedebiyatimiz.com ve www.halkedebiyatidergisi.com

Haber Müdürü:

Ayşe Çetin

Bu yazıyı okudunuz mu?

Adımı Bilmiyorum

Adımı Bilmiyorum Adımı bilmiyorum, şunu biliyorum Ben Doğu’nun en ücra köylerinden birindeyim Bir köyün delisiyim, …

Bir yanıt yazın