Gül Lokumum (Alp’im)
Sen şimdi mesafelerin vicdanını kaybettiği uzaklığımdasın
Gözlerinin renginden matem bakarsın bütün olanlara
Gülümsemeyi seversin de mahsun bakışların daldırır seni uzaklara
Rüyalarıma misafir olursun bazen en şen hallerinle
Bir sarılışın var ki…
Kollarını kocaman açarken bütün dünyayı kucaklayacakmışsın gibi
Sesin var bir de.
Cam güzeli çiçeği gibi yüreğime ince ince yer eden…
Şu an burada olsaydın.
Derin bakışlarınla önce bir süzer sonra etrafımda döne döne kalbimi tavaf ederdin.
Sen şu an yanımda olsaydın cennet bahçelerini gezerdim kokunun büyüsüyle
Seni kucağıma ilk alışım hala hatırımda
Ellerinle parmağımı sıkıca tutup, göklerde dolaştıran, seni tanıyorum der gibi bir bakışın vardı.
Kan bağı değil bu.
Olsa olsa aşk bağı.
Öyle bir bağ ki…
Toprağında rengarenk orkidelerin açtığı, uğur böceklerinin al al uçuştuğu
Polenlerin dans ettiği yemyeşil bir masal.
Minnacık boyunla kocaman özlemim oldun.
Küçük adamım.
Beni üzdüğü kadar seni de yaralar bilirim.
Ama sen hep gül!
Sen gül ki kokunu rüzgarlar taşısın bana.
Şansım, canım ay/ım.
Biliyorum, inanıyorum.
Bir gün hiç bir ayrılığın olmadığı bir diyarda kavuşacağız.
Nurhan Karanfil – 28.02.2025
Düş Masalı
Yeniden Başlamak
Bir vapurda izlerken denizi
Uçan martılar da gülümsüyor sen gibi
İnsanlar geçiyor, hayaller bitmiyor.
Hayat kimleri vurmadı ki?
Yeniden Başlamak mümkün!
Fırından gelen ekmek kokusudur umut.
Mart ile başlayan koşturmaların keyfi
Bir iftar sofrasında çocuklaşmaktır belki…
Limonlu kekime anlattım seni.
Kabardıkça taştı ve tadı çok başkaydı.
Uzaktan gelen Hu! sesi
Anlatır bana anlatısı dilsiz olanı.
Yaşatır bazen de parçalı bulutlu yaşları.
Yaklaşmak sana bir ölüm melodisi
Bir lal’in düşleriydi kalbimin sesi.
Bu ne senin, ne de benim eseri,
İkimizi kanatan eski bir yara belki
Dünya bize gülmedi amma
Seni sevmek dünyalara bedeldi.
Nurhan Karanfil