İnsan ve Kendisi

İnsan ve Kendisi

İnsan, et ve kemik değil tamamen, koca bir yaşam felsefesinin ta kendisi.

Varlığının zerresinin bilgisini bilebilseydi insan, belki de bambaşka bakabilirdi dünyaya. Ne kavgası olurdu başkasıyla, ne de kendisiyle savaşı. Sakince, akıp giden her şeyin, oluşuna şahit olurken, hayranlıkla bakabilirdi. Bilmiyor insan. Zerrede kainat, kainatın kendinde, kendinin kalbin içinde olduğunu. İnci arıyor istiridyenin içinde. Kendi kabuğunu kırmayı göze alamıyor da, minicik bir taneden mutlu olmayı temenni ediyor. Halbuki , inci de sensin, mercan da. Öyle önüne serilmiş her şey, hatırla diye. Unuttuğunu bilmiyor ki, başını uzatıp baksın o karanlıktan dışarı. İnsan… Unutan demek. Zikretse güzeli , iyiyi, hayallerini , kalpten teşekkürü, tefekkür edebilse mahiyetini ” var oluş amacının” , huzur denen hazine önüne serilecek..
İnsan işte. Görünen etten kemikten, görünmeyen kalpten, yürekten…

Türkan Beyaz

Bu yazıyı okudunuz mu?

Çalmak

Çalmak Merhaba, Halk Edebiyatı Dergisi’nin sevgili okurları. Bugünkü konumuz çalmak üzerine olsun istedim. Hayatın bizden …