Yokluk Entrikası
Yok! Yok! Yok! Yokluğun çaresi var ama yok!
Her gün büyüyen yoksulluk, ekmeğe muhtaç insanlar, elde yok avuçta yok!
Zifiri karanlıklar, çıkmaz sokaklar, yüzüne kapanan kapılar, problem var çözüm yok!
Her geçen gün zorlaşan hayat şartları, çelmeyi hep yoksullara takıyor. Hayat sahnesindeki oyun hep aynı. Konu kıt kanaat geçinme, ana fikir yokluk içinde yokluk çekme.
Ne olurdu yani gelir dağılımında adaletsizlik olmasa? Yaşam koşulları eşit olmasa da eşite yakın olsa, hayatın kolları biraz da yoksullara sarılsa.
Temel sebepleri belli olmasına rağmen, evrensel bir sorun olmasına rağmen, uluslararası düzeyde incelenmesine rağmen bir türlü çözülemez yoksulluk.
Oysaki ölçülebilir bir kavramdır. Oranı vardır, açığı endeksi vardır, sonucunu bulmak için formülü vardır. Nedense işlemler hiç doğru sonucu vermez, çıkan sonuç gerçeğin yanından bile geçmez.
Yoksulluğa dair söylenenler başka yaşananlar başkadır. Dünya genelinde gözle görülür bir şekilde artsa da tam tersine yoksulluk oranının düştüğü, yoksulluk açığında iyileşmeler olduğu ifade edilir.
Her defasında medyada; açıklanan veriler ışığında diye başlayan olumlu cümle, yoksulluk nispeten azaldı ve azalmaya devam ediyor vurgusu sonrası, uyumlu bir yüklem ile sonlanır. Basmakalıp o cümlede soru işaretlerine asla yer verilmez.
Ne yazık ki dünya üzerindeki bütün sistemlerin yegâne olmazsa olmazıdır yoksulluk. Kirli çarkların, sinsi planların, küresel entrikaların bir parçasıdır.
Yoksulluk biterse insanlığa kurulan acımasız tezgahlar bozulur, insanlıkla yoksulluğun savaşı son bulur. Yoksulluğun bitmesi bir yana azalması bile; dünyayı yönetenlerin, global güçlerin, para baronlarının işine gelmez.
“Aynı gemideyiz” masalı, kıyamete dek bitmez!
Ümit TÜKENMEZ
Nisan 2025