Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi
Halk Edebiyatı Dergisi’nin 64. Sayısı Çıktı!
Fiyat: 100 TL
Sayı: 64/ Ocak- Şubat / 2025
ISSN ve barkot: 2148-578X -64
Sayfa: 56
Ölçüler: 28/ 19 cm
Bu Sayıda :
Zayi / Şenol Tombaş ………………………………….…..4
Akıl Dayağı / Şenol Tombaş ………………………………4
Bir Kurşun / Ahmet Duran ……………………………5
Rüya / Gülten Özgül ………………………………….….5
Garip Bülbül Gibi Ahu zarım Var /
Nursel Yeşilyurt……………………………………………….6
Ah Sarıkamış / Hatice Karahan ………………………6
Mutsuzluk Mutlusu / Süleyman Korkmaz …….….7
Kar Taneleri / Özlem Korkmaz…………………….….9
Ölüm Nehri / Cemre Saraç …………………………….9
Ben Gazzeli Çocuk / Samih Hacıarifoğlu………..10
Şarkı / Seyran Karabulut…………………….……11
Dost Buluşması / Güzün Sak………………………11
Yan Yüreğim Yan / Nursel Yeşilyurt………………12
Asil Ağıtlar / Hacer Taşdemir ……………………..12
İlk Aşka Özlem / Ümit Tükenmez………………….13
Dedemi Anarken / Ümit Tükenmez……………..…13
Litosfer / Bülent Öntaş……………………………….13
Kızıl Tarlalarımız / Baran Onat Yıldırım…………..14
Kelebek / Hanıeh Zıbanıa………………………………..14
Uzun Yolların Ayrımında / Hanıeh Zıbanıa…….…14
Yürekteki Mevsim / Gencay Coşkun……………..15
Yol ve Yıl / Serkan Algül………………………..…16
Sahi / Serkan Algül…………………………………….16
Destina / Şeyda Bozkurt ………………………………….17
Vazgeçtim / Zeynep Tombaş…………………………….17
Anı Bahçemden Sinema Keyfi /
Mehmet Mücahit Yurteri……………………………….18
Ateş Olmak / Türkan Beyaz……………………….…21
Vermek ve Almak / Nursel Yeşilyurt………………22
Âşık Tahsin Yağcı Hayatı, Eserleri ve Sohbet /
Âlimi – Halûk Tanrıverdi………………………………..23
Yarım Milenyumluk Yolculuk / Mete Gükrer ……25
Yılanlar Şahı / Süheyla Acar …………………..….27
Garip Olaylar / Gülten Özgül………………..…….35
Fısıltılar / Türkan Beyaz……………………………….36
Korkma / Tülin Erol……………………………………..38
Keçi / Samih Hacıarifoğlu……………………..…….39
Selam / Samih Hacıarifoğlu………………………….40
Şinanay / Samih Hacıarifoğlu…………………………41
Perili Köşk / Nurhan Karanfil…………………………42
Rüyaların Dili / Hacer Taşdemir……………………44
Uğurlu Takılar / Soğmen Özsu………………………..45
Tesadüf Mü Acaba? / Ayşe Gülten Kırıcı…………..46
Ağaç Kovuğundan Hikâyeler / Şenol Tombaş…….50
Kime Anlatsam İnanmaz / Ümit Tükenmez ……….53
Kızlar Kayası / Mehmet Ballı /……………………….54
Resim: Kudret Apuhan /…………………………..26
Resim: Kudret Apuhan / …………………………..47
WhatsApp Halk Edebiyatı Dergisi Bilgi ve Satış Hattı: 05516761417
Başyazı: Karlar yağdıkça kelimelerin üzerine kartopu gibi oynarız onlarla. Nasıl ki gökyüzünden karlar yağdıkça yeryüzünde bembeyaz yeni bir sayfa açılıyorsa kelimelerin de amacı bu olmalı, yepyeni bir anlam sayfası açmalı. Kar gibi yağıyor zihnimizde kelimeler, çoğu zaman manayla buluşamadan eriyip yok oluyorlar. Kardan insan olur da kelimelerden insan olmaz mı? Şayet önce kelimeler varsa kelimelerin dokuduğu bir ruhumuz vardır. Elbette onlar duyuyorlar birbirini, adı “ilham” olsa da esasında ilk aşk… Bir yıl olması için bir sene gerekli. Kartopu olması için yüzlerce karın birleşmesi lazım. İşte böyle bir ruhla nakşediyoruz dergimizi. Amaç zamanı dondurmak ve bir edebiyat membası olarak sonsuza dek zihinlere akıtmak. Emellerimiz şiir gibi, ona ulaştıkça tadına doyamıyoruz. Bazı güzel şeylerin varsın doyumu olmasın. Doymak bir sınır, biz ise sonsuzca edebiyata açız, iftar sofrasında bekler gibi, ilhamı bekleriz, böylece mürekkep içer de kalemi sularız. Hangi kalem mürekkebe doyar? Kelimeler baharda çiçek açacaklar nice umutlar gibi, meyveye duracaklar ruhları beslemek için… Güzelden daha güzel bir dünya doğacak mürekkebin kalbinden. Güzeli, iyiyi bilmeyenler onu tanıyacaklar ve onların kalpleri öyle tutuşacak ki cehennem ateşi gibi, tüm kötülükler yanıp kül olacak. Küller bile gül olacak ve dolanacak kirpiklerimize. Kokular duyulacak cennet şarkıları gibi ve nehirler misali huzur akacak kalbimize… Kötülük öyle bir unutulacak ki bir daha zihinlere uğramayacak. Kötülük cezasını cehennemde çekerken, iyilik güneşten yağmur olup yağacak sonsuzluğa… Hakikati bilen gizlenir mi zulmün arkasına, gözleri açılan yalana tapar mı, akıl akıllandıkça kendine hayatı dar eder mi, yolu bilen çıkmaza saplanır mı? İşte başımıza gelenleri baş tacı yapıp bir daha bakarak anlamaya çalışıyoruz. Belki biri anlar da idrakleri şahlandırır. Kalem ancak yazar, karakter eyleme geçmeli… Dergiler, derdimizi sonsuzluk deryasına akıtan nehirlerdir. Artık fısıldama, haykır gücümüzü kulakları cehennem ateşiyle dolu olan sağırlara!.. Bazen meltem bazen de fırtına olmak lazımdır. Kuvvetli rüzgârın bileği bükülmez. Doğa da bazı erdemli insan gibi ahmaklığı affetmez. Geç de olsa insan kan döke döke sonunda birbirine kan olmayı öğrenecek. İçimizdeki mücadele daha da kahramanlaşacak. Yolların buzları çözülecek, gözlerimizdeki soğuk karlar eriyecek, bahar pamuk gibi dokunacak yaralı dallarımıza… Ölmeyeceğiz artık, yeniden dirileceğiz, nefesimiz en güzel neslimiz olacak. En güzel şiirler büyüleyici masallar yazacak. Yazgıya kim inanmaz, ona tabi olduğu ve onun dışına çıkamadığı halde? Evvel yazılmış yazgımız, fakat şimdiyle içimizde ve irade atıyla beraber yol alan… Öyle ise kader ilk şiirdir, ebediyetten edebiyata akar mürekkep. Yazalım, çünkü yazmak yaşatır. Sözümüzü, mevsimler ve kader misali, özgürce söyleyebilmemiz için dergiler sadece ihtiyaç değil, zaruriyedir. Dergiler zihnin meyvesidir. En kutsal mürekkep denizidir. Bu kadar benliğin arasında hâlâ “biz”im ülkemizdir. Kültür mücadelesinin en ulu kaleleridirler. Taşın altına elini koyan insanların güç birliğidir. Belki bir avuç kaldık, fakat gücümüzü mürekkepten alıyoruz, mürekkep bulaştığı yerden bir daha çıkmaz. Dayanıklıdır, ölümsüzdür çünkü o metindir. Gökyüzünün ve denizlerin renginin mürekkep olması boşuna değildir. Mavi özgürlüğün rengidir. Velhasıl bizi bugün duymayanlar yarın, yarın duymayanlar ertesi gün duyacaktır. Cahillerin ve zalimlerin emeği hariç hiçbir emek boşuna değildir. “Halk edebiyatta birleşecek!” dedik. Dergimizi inşallah binbir zorluğa rağmen çıkarmaya devam edeceğiz. Yanımızda olan o yüce ruhlara sonsuz teşekkürler. Nice sayılara, nice mürekkep duraklarına… Kelimelerin gül gibi yağdığı, güneşin sayfa sayfa gülümsediği, kalemin dosdoğru olduğu, hak kazanından, adalet terazisinden herkesin memnun ayrıldığı; edebiyat ülküsünde buluşma temennisiyle… Karların buse olup bizi emellerimizde uyandıracağı günlere selam olsun!.. Şenol Tombaş
