Yirminci Yüzyılın önemli ressam ve şairlerinden olan Lübnan asıllı Amerikalı Halil Cibran’ın 1923 yılında yazdığı; “Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil…” adlı şiirinin şu günlerde popüler olduğunu gözlemliyoruz.
Ben de merak edip şöyle bir edebi gözle inceledim. İlk okuduğunuzda şiirselliği kulağa hoş geliyor, ancak satır satır okuduğunuzda, şiirin arka planda zihnimize farklı bir fikir ve ideoloji üfürdüğünün farkına varıyorsunuz. Şairin filozofluğunu da işin içine katarsak, yine şu günlerde Batı’nın getirdiği -Cinnet Çağın- mimarlarından biri gibi geldi bana. Kısaca; “Çocuklarınızı salın gitsin!” diyor, sanki şair… Hani şikayetçi olduğumuz ‘Z’ kuşağı var ya başına buyruk…
Aslında daha uzunca bir şiir tahlili yapabiliriz, ancak ben bu şiire kendi tasavvurumdan nazire yapmayı tercih ettim. Önce Halil Cibran’ın şiirini, sonra da Naziremizi paylaşıyorum aşağıda:
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları onlar.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da size ait değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde saygıyla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Halil Cibran (Kahlil Gibran)
Halil Cibran’a Nazire
O çocuklar, bizim çocuklarımız;
Atasının yolunu izleyen,
Geçmişi geleceğe taşıyan kızlarımız ve oğullarımız.
Bir anne babadan geldiler ve aynı genlerdenler,
Ve bizimle birlikte olmasalar da bazen, yine de bizimler.
Onlara sevgimizi de verebiliriz düşüncelerimizi de;
Kendi düşünceleri onları daha da yukarı taşır.
Bedenleri kendilerine ait olsa da bizlerden bir şeyler vardır;
Onlar ruhlarımızda çiçekler açtıran mutluluk kaynağımızdır.
Çocuklarımız bizim düşlerimiz değil hayallerimizdir;
Hikâyelerimizle büyütüp, destanlarımızla yürüttüğümüz.
Hayat geçmişten geleceğe akar, nesiller yoluyla aktarılarak;
Bugünleri bilmeden yarınlar, dünü bilmeden de bugün anlaşılmaz.
Bizler kalemiz, tertemiz çocuklarımız;
Geleceğe yazdığımız mektuplarımız,
Uçak yapıp gökyüzüne fırlattıklarımız,
Onlar çelikten kanat olup yükselirken,
Bizler gururla arkasından baktıklarımız…
Zemheri (Mehmet Ballı) 11.11.2024