Güzellik Bağışıklık Sistemimizi Güçlendirir

Güzellik Bağışıklık Sistemimizi Güçlendirir

Belki de güzellik güneşten düşen sarı bir papatyadır ya da ötelerden içimize düşen bir damladır. Nereden gelirse gelsin, onu herkes başına takmak ister. Çirkinlik güzelliğin yokluğudur. Bu yokluk güzeli değerli kılandır. O halde güzellik, varlığını ona borçludur. Bu yüzden eziktir güzellik ve savunma mekanizması olarak özgüveni çok yüksek gözükür. Bu eziklik erdemli bir kişide tevazuya dönüşebilir. Ezikliklerimiz nasır tutmuş ve acıyan yüreğimizdir. Güzellikler okşar acılarımızı ama bir taraftan da çirkin bir el yapar yine yapacağını. Belki de hayat güzel ile çirkinin evliliğidir. İnsanoğlu bu izdivacın çocuğudur. Bütün bebekler güzel doğar.
Sarı papatya ne kadar çok büyürse büyüsün güneş olamaz. Güneş ne kadar küçülürse küçülsün bir kıvılcım diye söndürmezsin. Asıl güzellik bütün bunların ötesinde güzelden daha güzeldir. Güneşten bile daha güzel güneştir. İnsandan daha güzel bir insandır.
Güzellik bizi terk ederse geriye ne kalır? Çirkin çirkinliğini kaybetme korkusu yaşar mı? Güzellik, kimseye yar olmaz çünkü bu tılsımın geçici olduğunu bilir. Bir kelebek gibi konar ruh olarak bedenlere. Kaybetme korkusu güzelin içinde ağlayan bir gözyaşıdır. Fakat bu kavuşmanın müjdesidir esasında. Güzelliği bu dünyadan çeken ilahi bir güç var. Zayıf olanı güçlü olan çeker. Ödünç verileni zamanı geldiğinde mal sahibi ister. Fakat bize bahşedilen bulutlardan bile güzel günleri zifiri karanlık olarak nasıl geri verebiliriz?
Herkes güzelliğe boyun eğebilir fakat zaman asla… Dış güzelliğimizi toprak afiyetle yer. Adı üstünde yer… İç güzelliğimiz bütün çirkinliğimizi örten gökyüzüdür. Ruhun güzelliğini bırakıp da sadece yüzeysel bakanlar; şeytan çarpmışa dönerler. Şeytanın da dışı güzeldi ama içi cehennem çukurunun ta kendisi değil mi? Belki de insanları güzeller efsunluyor fakat bu tılsım etkisini yitirince … O halde gözlerimiz bizi aldatan bir sihirbaz mı?
Gözler var, bakar ama görmez ve aldanır. Gözler var sadece görmez aynı zamanda hisseder. Kör olunca görmeye başlıyorsun. Dipsiz karanlık gözlerin oluyor. Ağaçlar üzerine yıkılan bir gökyüzü olunca hakikati görüyorsun işte!.. O vakit asıl gören oluyorsun. Ne gözlerin aldatıyor seni ne de nesneler. Oysa ne kişinin gözünde güzellik ne de sevgilide … Güzellik daha ötelerde… Leyla’dan çok ötelerde… Şirin’den çok ötelerde… Aslı’dan çok ötelerde…
Bu alemde güzelliğin yansıması var sadece. Bazen kişinin suretine giriyor bazen doğanın. Fakat hiçbirine sadık bir yar olmuyor. Belki de güzelliği ilelebet muhafaza edebilecek ruha sahip değiliz. Kötü, çirkin taraflarımız yiyor yavaş yavaş güzelliklerimizi. Kötü bir bedende güzellik ne kadar yaşayabilir?
Hakiki güzel olan ölümsüzdür. Eğer bizim güzelliğimiz de geçici ise aldandık. Yüzümüz güzelliğimizin yasını tutuyorsa, aynalar yüzümüze bakmıyorsa çirkinlik bizi ele geçirmiş demektir. Her bir kötülük güzelliğimizden bir avuç alır. Sonunda bize kala kala çirkin bir yüz kalır. Siretimizdeki ve suretimizdeki güzellik öldükten sonra da ceset yüzlü bakarız etrafa. Sözlerimiz kötü kokar, gözlerimiz bir güneş gibi batar ve karanlık çirkince gülümser. Ruhumuz yaşamaz artık bizde… Güzelliğin yoktur öyle suistimallere tahammülü…Asalet, yücelik bunu gerektirir. Güzellik elbette görüneni aşar ve ruhumuzu ayakta tutar. İçimizde güzeli taşıyoruz o bize can veriyor. İşte güzelliği beslersek bizi sonsuza dek yaşatır. İlelebet yüzümüzde nurdan güneşler parlar. Dünyayı bu nurdan güneşler aydınlatırsa kıyamet de kopmaz. Aydınlıkta çirkin bile güzelleşir. O vakit aslında her şeyin güzel olduğu ve güzelden koptuğu anlaşılır. Güzellik de çirkinlik de bulaşıcıdır. Çirkinliğimizi başkalarına bulaştırmayalım. İyileşene kadar, güzelliği içimizde ihya edene kadar bir mezar bulalım kendimize… Ta ki cennet ışığı parlayana kadar orada kalalım. Güzellik bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Bütün virüsleri böylelikle yenebiliriz.
Not: Tüm insanlığa geçmiş olsun, tez zamanda-insanlık için- sağlıklı ve güzel günler temenni ederim …
Şenol Tombaş

Bu yazıyı okudunuz mu?

Son Otobüs

Son Otobüs Tam olarak nereye gideceğini bilmiyordu. Ruhu ve bedeni tüm yüklerden özgür olsun istemişti. …

Bir yanıt yazın