Gezici Kütüphaneyi Bilir misiniz?

Gezici Kütüphaneyi Bilir misiniz?


Kütüphaneler bir milletin hafızasıdır. Bir şehrin gelişmişliği ile, yaşantısıyla, kültürüyle, eğitimiyle, inancıyla, sanatıyla, tarihiyle kısacası her şeyiyle mazisini yansıtan kamu ve özel kurumlardır.

Bendeniz İstanbul’a 1982 yılında geldim. O yıllarda İstanbul; Bakırköy, Fatih, Eyüpsultan, Beşiktaş, Sarıyer, Eminönü, Zeytinburnu, Kadıköy, Üsküdar ve Ümraniye’den ibaretti.
Biz liseyi Bakırköy’de okuduk. O zamanlar Bakırköy’de bir tane Halk Kütüphanesi vardı ve ödevlerimizi yapmak için oraya giderdik…
1990’lara geldiğimizde İstanbul’un etrafı ilçelerle dolmaya başladı; Bağcılar, Avcılar, Esenler, Güngören, Gaziosmanpaşa, Maltepe, Pendik, Tuzla… Bizim de üniversite yıllarımızdı. Bu ilçelerde bir tane bile kütüphane yoktu… Bu yıllarda yine kütüphaneye gitmek için ta Beyazıt’taki Devlet veya Halk kütüphanelerine giderdik.
1995 yılına geldiğimizde İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir sıçrama başlattı ulaşım ve konutta. Şehre ilk defa metro gelirken, çevre ilçelerde mantar gibi konut, park, bahçe ve alışveriş merkezleri patlamaya başladı.
Biz de ilk çalışma hayatına bu yıllarda atıldık.
1995 yılında İBB’ye ‘Gezici Kütüphaneler’ projesi kapsamında işe alındım.

Taksim Atatürk Kitaplığı, aynı zamanda İstanbul Belediyesi’nin Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü idi. Kütüphane Müdürü de Ali Mazak idi. Ali Beyi bilenler bilir; çalışkan, cesur, yenilikçi ve vatanperver bir insandır. Ali Bey göreve gelir gelmez kolları sıvayıp Atatürk Kitaplığı’na bağlı İstanbul merkezlerinde ki 5 kütüphaneyle yetinmeyerek hedef büyütüp İstanbul’un ilçelerine de kütüphane hizmeti vermeyi dert edindi.

Ali Beyin teklifi ile o zamanın İBB yöneticileri oturup bir proje geliştirdiler ve adını da “Gezici Kütüphane” koydular.

İETT’den üç adet İkarus marka otobüs alında. Bu otobüslerin koltukları sökülüp yerine kitap rafları yapılarak yeniden dizayn edildi. İçi ve dışı boyanıp yenilenen İETT otobüslerinin üzerine ‘Gezici Kütüphane’ yazılarak İstanbul sokaklarına çıkarıldı. Yine bu proje kapsamında bu otobüslerde görevlendirilmek üzer yedi personel alındı ve ben de bunlardan biri idim.
Her sabah Atatürk Kitaplığı’ndan kucak dolusu kitapları Gezici Kütüphane otobüsümüze yükleyip doğruca ilçe merkezlerine gidiyorduk. Bir gün Bağcılar meydanına, diğer gün Esenler meydanına, bir sonraki gün GOP meydanına… O bölgede yaşayan ancak gideceği bir kütüphanesi olmayan okul öğrencilerine ve halka kitap okuma fırsatı sunuyorduk. İlçe meydanına park eden Gezici Kütüphanemize gelen öğrenciler, bizden ödünç kitap alıyor, okuyor ve bir hafta sonra tekrar oraya geldiğimizde iade ediyorlardı. Bu döngüyle haftanın her günü bir başka ilçe meydanına giderek mesai saatleri içerisinde Gezici Kütüphanemizi halkın istifadesine sunuyorduk.

Dolayısıyla, bir zamanlar kadim İstanbul merkezleri hariç, bir tane dahi kütüphanesi olmayan ilçelerde şimdi muntazam kütüphaneler kurulduğu gibi bir de kitap fuarları düzenleniyor…Yazar Mehmet Ballı www.mehmetballi.com

Bu yazıyı okudunuz mu?

Daha Çok…

Daha Çok… Baktım sözlerine Süzüldüm rengarenk Muvazaa Dikildim yalın ayak… (Özkan Duran) Hangi renklerini kuşanmıştı …