Emir Hak Teâla’dan Güzel Nebi ümmi idi. Cebrail vahiy getirdi. Korkudan tir tir titredi. “Oku” dedi emir Haktan. “Seni yarattı alaktan. Rabbinin adıyla oku”. Oku doğanı kâinatı. Oku gör ayan beyanı. Oku bil yaradılışı. Zikirin et yaratanı. Kalp gözün gönül sesinle. Kendin oku yaratanı. Açılsın göz perdelerin. Oku ki, çözülsün dillerin. Dinlensin sözün sohbetin. Yücelsin itibar mevkiin. Engeller kalksın yolundan. …

Maskeler Ülkenin birinde hiç yalan ve sahtekârlık yoktu. İnsanlar her şeyi olduğu gibi gerçek haliyle söylerlerdi. Hiç kimse konuşurken, duygularını ifade ederken maske kullanmayı bilmezdi. Günlerden bir gün bu ülkeye bir satıcı geldi. İlk defa böyle bir satıcı görmüşlerdi. İnsanlar şaşkın şaşkın satıcının etrafını sardılar. Ağlayan, gülen, mutsuz, mutlu, neşeli, somurtkan, iyimser, şaşkın, öfkeli, sakin, düşünceli yüzler satıyordu satıcı… İnsanlar …

UMUT Mavi derin bir deryadayım; umutsuz. Durgun, dinginlikten yoksun ve yorgun. Dinlenmek istiyorum yeşil bir sonsuzlukta, Bir sandal ya da bir sal, bir de dalgalar… Yük olmuş omuzumda, kırgınlıklar Dalıyorum derinlere bir nefeste soluksuz, Çıkıyorum bak şimdi kıyıya arınmış, Umut doluyum biliyorum bitti bu savruluş. Tülin EROL 21.03.2023/ İstanbul

“Niçin okumalıyız?” “Niçin okumalıyız?” sorusunun içindeki anlamını ancak bunun değerini bilen soruyu sorabilir, sorular sorulmaya başladı ise artık okumak hiç kopamayacak bir parça olur. Parçalara ayrılmayı bir yazarın dünyasına dahil olabilmeyi, yaşadığı görüş açısından neler anlatabildiğine şahitlik yapmış oluruz. Kendi dünyanızın merkezinden çıkmak isterseniz kitaplar size çok yönlü parametreler açar. Yazarın dünyasına adım atınca da artık okur olarak da “kendi” …

Niçin Okur-Yazarım Geldi şu sorunun anı Okurum yazarım niçin Ayrılıktan tutuşan cahilliğimi Yakine döndürmek için Yoktan gelen korkularımı Cesarete çevirmek için Gölgelerden kopan nemi Işığın altına süpürmek için Tatlı olsun diye aydınlıkları Odun ateşinde pişirmek için Cana olan özlemimi Anlama sarıp dindirmek için Semada süzülen damlamı Okyanusa katıp diriltmek için İnsanlığa olan kırık ümidimi Mürekkeple onarmak için Duygu duygu yürek …

Güze Bize hala hazandır mevsim neyleyim dökülür sararmış yapraklar misali kirpiklerimizden göze ilkbaharda bir nebze umut açar ellerimiz dize, efendim Nereye bu yolculuk ey fani gizli saklı gülmeyi mi öğrendin ilkyaz güneşinden bize hala kara kıştır mevsim, efendim Kaç bahar geçti üzerimizden gonca güller açtı, dikensiz solmayı mı öğrendin bahçıvan nefesinde söze hala hüzünlü bir nakıştır resim, efendim Güze geldi, …

Umut Kalbim kırık, Aklım karışık, Gecenin ayazında; Bekliyorum sevgiliyi, Şiir sokağında. Ümit TÜKENMEZ

MÜZİK TARİHİNE GİRİŞ Ne zaman dikkat kesiliriz aklımızdan geçenlere? Kalabalık bir metro istasyonunda asansör sırası beklerken ya da sabahın erken saatlerinde kuş cıvıltıları eşliğinde gökyüzüne bakarken kendimize kulak verir miyiz? İş arkadaşımız o gün giydiğimiz kıyafeti beğenmediğini söylediğinde ne hissederiz? Gün sonu televizyon karşısında uyuyakalmadan önce çayını yudumlarken mi düşüncelerine odaklanır insan? O saatlerde onlarca kelime el ele verip zihnimizde …

“Mürekkep Ülkesi / Öykü Yazdıran Öyküler!” Halk Edebiyatı Dergisi Yayınları’ndan Çıktı!.. “Mürekkep Ülkesi” kitabı, 24 öykü ve minimal öykülerden meydana gelmektedir. Öykülerin yelpazesi çok geniş. Her öykünün sonunda bilinçli okuma için temel sorular ve ölçütler vardır. Böylelikle hem okuma seviyesini hem de yazma için bir öykü şablonu elde etmeyi amaçlamış bir eserdir. Öykülere kısaca değinecek olursak: “Aynasızlar” öyküsünde, büyülü gerçekçi …

Deli-kanlı ve Kadın İçindeki itkinin mahareti Estirdi gönlünü Oldu sevginin esiri Bir deli-kanlı Yumuşattı yüreğini Ayaklarına halı etti Mutlu etti sevdiğini Mutlu etti kendini Benliğini iyice eritti ve Geride kalan şeyi Sundu sevgilisine Ölümsüzlük beklercesine Kadın almadı ve itti Benliksiz olanı Sonra yüz çevirdi Onca benlik hayattı Anlamamıştı kadın Aşkta var olmanın Öte olduğunu Hayat hikayesinden Anladı deli-kanlı Sevdiceği Sadece …