Güze
Bize hala hazandır mevsim
neyleyim
dökülür
sararmış yapraklar
misali kirpiklerimizden
göze
ilkbaharda
bir nebze umut açar ellerimiz
dize, efendim
Nereye bu yolculuk ey fani
gizli saklı
gülmeyi mi öğrendin
ilkyaz güneşinden
bize hala kara kıştır
mevsim, efendim
Kaç bahar geçti üzerimizden
gonca güller açtı, dikensiz
solmayı mı öğrendin
bahçıvan nefesinde
söze hala hüzünlü bir nakıştır
resim, efendim
Güze geldi, göze geldi
dönüştü gündüz geceye, sitemsiz
akşamdan
kalmayı mı öğrendin
şarapçı mahzeninde
kadeh hala elde avuçta düştür
için, efendim
Bülent Öntaş
06.06.2024 – İstanbul
***
Tecer
Ben bu dağlara tırmandım, babamı görmek için
Akarsular coştu, ağladı için için
Çimenlere yaslandım, özlediklerim için
Yüreğim yeşile çaldı, boyandı içim dışım
Gezdim ben bu ovaları, annem gibi çiçek açtı
Ağaçlar selama durdu, eğildi gökyüzü için
Bulutlara havaslandım, kırık kanatlarım sağaldı
Elma yanaklarında bir kızıl, yarim düşlere daldı
Girdim gönül bahçasına, türlü türlü çiçekler
İnsan güneşe uyanır, mehtap uykuyu bekler
Kim gelmiş kim geçmiş bu patikadan ey kervancıbaşı
Umurumda mı sanırsın, gönül sevdiğini gözler
Bülent Öntaş
30.05.2024 – Pastoral Şiir Çalışması /Şiir Atölyesi
Neva
Şarkılar gülü söyler
sesi gelir uzaklardan, yıldızlar kayar
notalar eşliğinde hasret kokan kaldırımlar
el yazması duvarlar
vakitsiz güneş doğar, ay batar, vuslata erer keyfinden gece
bulutlar serseri beyazı, gökyüzü bir mavi sarhoş
bir keder tutulmasıdır gönlüme düşen
uykuya dalar gözbebeğim ve gülümser kirpiklerim…
Bir isyan başlar muradlı
havai kızıllığındadır umutlar, bin atlı
karanfil kokulu hüzünlerin vedasından mı nedir
çocuklar neşeli bir güne sarar, rengarenk uyku basmasıdır gece
çekinmeler sahipsiz
el eli tutar, coşa gelir aşka aşk
mısralar düşe yaz
günyüzü şair aklında sevgiliye niyaz
sol anahtarı hülyaya dalar
nihavend makamındadır akşam
ve hüzzam ölür…
Bülent Öntaş
17.06.2024 – Cırcır Böceği Gölgesinde